DEVAM: 106. Namaz
Kılan Kimsenin Sütreye Yakınlığı
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
وَالنُّفَيْلِيُّ
قَالَا
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْعَزِيزِ
بْنُ أَبِي
حَازِمٍ
قَالَ
أَخْبَرَنِي
أَبِي عَنْ
سَهْلٍ قَالَ
وَكَانَ
بَيْنَ
مَقَامِ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَبَيْنَ
الْقِبْلَةِ
مَمَرُّ
عَنْزٍ قَالَ
أَبُو دَاوُد
الْخَبَرُ
لِلنُّفَيْلِيِّ
Sehl (r.a.)'den;
demiştir ki: “Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namaz kıldığı yer ile kıble
(duvarı) arasındaki (mesafe) bir dişi keçinin geçebileceği kadardı"
Ebu Davud dedi ki; bu
haber Nüfeylî'ye aittir.
Diğer tahric: Buharî,
salat; Müslim, salat; Ahmed b. Hanbel, IV, 54.
AÇIKLAMA: Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in "namaz kıldığı
yer'den maksat, Kirmanî'ye göre, ayaklarının bulunduğu yerdir. Ancak Aynî
merhum, "ayaklarının bulunduğu yerden secde ettiği yere kadar uzanan
mesafe" olduğunu söylemiştir. [el-Aynî, Umdetu'l-Kaarî, IV, 279] Buna göre, namaz
kılan kimse secdeye varınca secde halinde iken kıble duvarı ile arasında kalan
mesafe bir keçinin geçebileceği kadar olmalıdır.
Ancak
Ahmed b. Hanbel'in Hz. Bilal’den rivayet ettiği; "Nebi (s.a.v.) Kabe'ye
girip namaz kıldı. Kendisiyle duvar arasında üç zira' bir mesafe vardı"
hadis-i şerifi ise, Resul-i Ekrem'in ayakta bulunduğu zaman duvarla kendisi
arasındaki mesafeyi belirlemektedir. Davudî, mevzumuzu teşkil eden hadis-i
şerifle Ahmed b. Hanbel hadisinin arasım şöyle uzlaştırmıştır: Namaz kılan
kimse ile duvar veya kıble arasındaki mesafe en az bir keçi geçebilecek kadar
olmalı, en çok ise, üç zira olmalıdır.